Türkiye’den Avrupa’ya ihraç edilen tarım ürünleri, Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) üzerinden neredeyse her gün bildirim alıyor. Bu bildirimlerin büyük bir kısmı, insan sağlığı için ciddi risk oluşturan pestisitler ve zehirli maddeler nedeniyle yapılıyor.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Gıda Mühendisi Uğur Toprak, bilinçsiz pestisit kullanımı nedeniyle tarım zararlılarının ilaçlara karşı dayanıklılık geliştirdiğini ve bunun daha yüksek dozda ilaç kullanımını zorunlu hale getirdiğini belirtti.
Türkiye’nin İhracatında Pestisit Alarmı
Avrupa Birliği, gıda güvenliği konusundaki riskleri hızlı bir şekilde tespit edebilmek amacıyla RASFF (Rapid Alert System for Food and Feed) adlı bir sistem kullanıyor. Bu sistem sayesinde, Avrupa pazarına giren ürünlerde tespit edilen sorunlar anında bildiriliyor ve ilgili önlemler alınıyor.
Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde de bu sistem aracılığıyla neredeyse her gün bildirim yapılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, 7 Ocak 2025 tarihinde yeni bir yönetmelik yayımlayarak pestisit limitlerini Avrupa Birliği (AB) standartlarına uygun hale getirdiğini açıklamıştı. Bakanlık, düzenlemenin üç ay içinde tam olarak uygulanacağını duyururken, mevcut stoklardaki ürünlerin raf ömrü boyunca piyasada bulunabileceğini belirtmişti.
Pestisitlerin Canlılara ve Çevreye Etkileri
Gıda Mühendisi Uğur Toprak, pestisitlerin insanlar, hayvanlar ve ekosistem üzerindeki zararlarını şu şekilde sıraladı:
- Kanserojen, nörotoksik ve bağışıklık sistemi baskılayıcı (immunosupresif) etkiler gösteriyor.
- Kromozom bozukluklarına yol açarak kalp-damar ve üreme sistemlerinde ciddi hasarlara neden oluyor.
- Çiftlik hayvanları, arılar, kuşlar, balıklar ve diğer canlılar üzerinde ölüme kadar varan etkiler yaratıyor.
- Biyoçeşitliliği tehdit ederek ekosistemin dengesini bozuyor.
- Hava, su ve toprak yoluyla yayılarak çevre kirliliğini artırıyor.
- Tarım ürünlerindeki pestisit kalıntıları, gıda yoluyla insan ve hayvanların besin zincirine girerek toksik bir birikime neden oluyor.
Tarım Zararlıları Pestisitlere Karşı Direnç Geliştiriyor
Bilinçsizce ve kontrolsüz kullanılan pestisitler, tarım zararlılarının dayanıklılık kazanmasına neden oluyor. Bu da çiftçileri daha yüksek dozda ilaç kullanmaya zorluyor.
Toprak, bu durumun hem üretim maliyetlerini artırdığını hem de ürünlerde ve ekosistemde pestisit kalıntı miktarını yükselterek çevre kirliliğine neden olduğunu belirtti.
Tarımda yaygın görülen zararlılar arasında şunlar yer alıyor:
- Örümcek akarları
- Yaprak bitleri
- Beyaz sinek
- Tırtıllar
- Böcekler
Pestisit Kullanımı Biyoçeşitliliği Tehdit Ediyor
Pestisitler sadece zararlıları değil, yabani bitki türlerini de yok ederek biyoçeşitliliği tehdit ediyor. Oysa ki, kültüre alınmış tarım bitkilerinin genetik temeli doğadaki yabani akrabalarına dayanıyor.
Bu konuda Gıda Mühendisi Uğur Toprak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ülkeler, sahip oldukları biyolojik çeşitlilik sayesinde büyük bir genetik kaynak avantajına sahiptir. Tarımsal üretimde daha dayanıklı ve verimli çeşitler geliştirmek için yabani türlerden faydalanıyoruz. Ancak bilinçsiz pestisit kullanımı, bu genetik çeşitliliğin yok olmasına yol açarak tarımsal ekosistemlere uzun vadede büyük zararlar veriyor."
Çiftçilerin Bilinçsiz Pestisit Kullanımı Sorun Oluşturuyor
Yapılan araştırmalara göre çiftçiler, pestisit seçimini, uygulama dozunu ve kullanım zamanını çoğunlukla ilaç bayilerinden aldıkları bilgiye göre belirliyor. Ancak, sahadaki uzmanlar, ilaç bayilerinin eğitim seviyesinin yetersiz olduğunu ve çiftçileri bilinçsiz yönlendirdiğini ifade ediyor.
İhracattan Dönen Ürünler İç Piyasada mı Satılıyor?
Avrupa’dan geri dönen ürünlerin akıbeti, tüketiciler için büyük bir soru işareti yaratıyor. Bu ürünler genellikle:
- Başka ülkelere ihraç ediliyor.
- Türkiye içinde iç piyasada satılıyor.
- Mevzuata uygun değilse imha ediliyor.
Ancak şeffaflık eksikliği, tüketicilerin endişelerini artırıyor. Bakanlığın geri dönen ürünlerle ilgili süreci daha açık bir şekilde yönetmesi gerektiği belirtiliyor.
Toprak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın şeffaflığı artırması gerektiğini belirterek şu önerileri sundu:
- Taklit ve tağşiş konusunda yapılan uygulamalar, meyve ve sebzeler için de devreye sokulmalı.
- Pestisit, aflatoksin ve mikrobiyal yük sınırlarını aşan ürünleri üreten firma ve kişiler kamuoyuna açıklanmalı.
- İade edilen ürünlerin analiz sonuçları ve imha süreçleri kamuoyuyla paylaşılmalı.
Bakanlık, geçtiğimiz günlerde Tunus’tan geri gönderilen patateslerin imha görüntülerini yayınlamıştı. Ancak, Avrupa’dan geri dönen ürünler için benzer bir şeffaflık sağlanmadı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bu Soruları Yanıtlamalı
Gıda mühendisleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın şu sorulara açıklık getirmesi gerektiğini belirtiyor:
- İhraç edilen ve geri dönen ürünler için hangi prosedürler uygulanıyor? İmha edilen ürünlerin süreci neden kamuoyuyla paylaşılmıyor?
- İhraç edilecek ülkelerin kabul kriterleri önceden öğrenilip, üreticiler buna göre yönlendirilmiyor mu?
- Ürünler ihraç edilmeden önce yeterli analizler yapılıyor mu? Eğer yapılıyorsa neden sık sık iade ediliyor?
- İade edilen ürünlerin finansal kaybı nasıl karşılanıyor?
Çözüm Ne Olmalı?
Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için şu adımların atılması gerektiği belirtiliyor:
- Ziraat ve gıda mühendislerinin kamuda ve özel sektörde daha fazla istihdam edilmesi
- Çiftçilere düzenli eğitimler verilmesi
- Gıda egemenliğine dayalı, kamucu tarım ve gıda politikalarının oluşturulması
Bakanlık her ne kadar geri dönen ürünlerin imha edildiğini açıklasa da, tüketiciler bu süreç hakkında daha fazla şeffaflık talep ediyor. Gıda güvenliği konusunda kamuoyunun ikna edilmesi için imha işlemlerinin ve analiz sonuçlarının açıkça paylaşılması gerektiği vurgulanıyor.
Kaynak: Diken